19 Kasım 2014 Çarşamba

Demokratikleşme Paketi Üzerine

Demokratikleşme Paketi Üzerine 
Son günlerde siyasal alanda hızlı değişimler yaşanıyor. Yaşanan gelişmeler, hemen her alanda Türkiye'nin geleceğini tayin etmede önemli basamaklar oluşturmaktadır. 'Demokratikleşme Paketi' yapılan tartışmaların odağı haline gelmiştir.
Irkçı Uygulamalara Son Verme Çabaları 
    Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana geçen 90 yılda örgütlendirilmiş devlet yapısına Türk kimliği egemen olmasına rağmen, devlet, gerçekten Türk halkını ne oranda temsil etmiştir? Çoğunluk tarafından bu soruya karşı verilecek yanıtın olumlu olacağını sanmıyorum. Kürd'ü insandan saymayan bir devlet anlayışının, Türk halkını da insan sayması beklenemez. Nitekim geçmiş uygulamalar bunu apaçık göstermektedir. Ankara'da şalvarıyla şehrin meydanına girmesi yasaklanan Yozgatlı bir Türk'le Diyarbakırlı Kürd'ün arasında pek bir fark yoktur aslında; aşağılanmanın, yok sayılmanın derecesi olmaz. Yani övünç duyulan Cumhuriyet, bir avuç elitin Cumhuriyetinden öte bir şey değildir. Elitin devleti, elitin Cumhuriyeti olduğu içindir ki Kürt'e kuyruk takmış, Türk'ü de gökten zembille indirmiştir.
     'Andımız'la sadece ırkçılık formüle edilmemiştir, aynı zamanda, bir tür paganizm de formüle edilmiştir. Yani laiklik adına paganizmle ırkçılık bütünleştirilmiştir. Onlarca yıldır büstlerin karşısında hazırola zorlanmış olmamızın başka türlü bir izahı olamaz. Esas tartışılması gereken, Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar geçen sürede, ırkçı uygulamaların toplumsal yapıda açtığı tahribatlardır.
    'Demokratikleşme Paketi' ile birlikte 'Andımız' kaldırıldı. Bilinen kesim 'Andımız'ın kaldırılmasına karşı, daha bir yüksek sesle karşı çıktı. Oysa 'Andımız' apaçık ırkçı, fasist bir söylemdir. Bu söyleme karşı çıkanlar, yıllar boyu hapishane hücrelerini doldurdu. Burada sergilenen, adeta bir 'Kırmızı Çizgi' idi. Irkçılık, 'vatansever'liğin ölçütü haline getirilmişti. Türkçülüğe, ırkçılığa zemin hazırlayan böylesi bir söylemin ortadan kaldırılması, demokratikleşme yönünda atılmış önemli bir adımdır. Tüm bu yapılanlar, statükocuların geriletilmesidir; bağnazcılığa, toplum mühendisciliğine darbedir. Cumhuriyetin bunca yıldır demokrasi ile bütünleşememesi böylesi tekci anlayış sonucudur. Halen darbeci zihniyetten, ya da darbeci reflekslerin her an canlanabileceği ihtimallerinden bahsediliyorsa, yaşamın her alanında topluma empoze edilmeye çalışılan böylesi anlayışlar sonucudur. Eğer Dersim'de, Koçgiri'de ve daha bir çok alanlarda Kürt imha edilmişse, 'Andımız'la formüle edilmiş ırkçı ideoloji sayesindedir.
    Yeni dönemde etnitiseteler üzerinde hegemonya kurmuş etnik bir yapının dayandığı temel taşlar sarsılmaya başlamıştır. Artık bu yapıya gerek duyulmamaktadır. Bu yapı, hiç tartışmaya gerek yok ki ırkçı bir yapıdır.
    Paket'le getirilen yeni uygulamalara karşı bazı çevreler, ulus devlet ortadan kaldırılıyor diye karşı çıkmıştır. Üstelik karşı çıkanlar korusunda sol ve sosyal demokrat olduğunu iddia edenler de vardır. Malum bu çevreler, 'Ulusalcı' veya 'Cumhuriyetçi' olarak da nitelendirilmekte. Bunlar, moderinitenin yeni yasayla birlikte yok olacağını iddia etmekteler. Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmış modernlik ayrı bir tartışma konusudur. Ortaya çıkan modernlikten hareketle, ırkçı uygulamaları mazur göstermek isteyenlerin sol düşünce ile hiç bir alakası olamaz.
    Demokratikleşme Paketi ile getirilen bir çok değişiklikler yerindedir. Yeterli olup olmayışı ayrı bir konudur. Getirilen yenilikleri, yeni uygulamaları kabul etmeme, tümden redetme ayrı, demokratikleşme doğrultusunda atılması gereken daha bir çok adımların olduğunu dillendirme ayrı bir konudur.  Ama görüyoruz ki, bazı çevreler, ülkenin demokratikleşmesini sağlayacak yönde atılan adımları inkâr etmekte. Nedenini anlama zor değil; 'Andımız'ın kaldırılışına karşı çıkanlar, ceberut devlet anlayışının halkları aşağılamasını savunanlardır.
    Kabul edilen paketle, Cumhuriyete yeni bir pradigma kazandırılmak istenmektedir; geçmişin ırkçı söylemlerini ve uygulamalarını ortadan kaldırmayı hedefleyen bir pradigma. Bunun neresi olumsuz?
13 Ekim 2013
Baki karer

Hiç yorum yok:

YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE

  YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE       Türkiye’de son yirmi yılda oluşan koşullarda yerel seçimlerle genel seçimler arasında bir fark kalmadı.  Aslı...