18 Mart 2020 Çarşamba

KORONAVİRÜS (COVİD-19) VE OLUŞTURDUĞU SAVAŞ ATMOSFERİ


KORONAVİRÜS (COVİD-19) VE OLUŞTURDUĞU SAVAŞ ATMOSFERİ
 

    Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs hızla dünyayı tehdit etmeye  devam etmekte. Bilim insanlarının dediğine bakılırsa, ilk defa ortaya çıkan bir hastalık değilmiş; 1960’lardan bu yana var olan bir salgın hastalık türü olduğu biliniyormuş. Günümüzde mutasyona uğramış türüne covid-19 deniliyor. Bu salgın hastalık üzerine tartışmalar yoğunlaşarak devam etmekte. Virüsün ortaya çıkış ve yaygınlaşma nedenleri üzerine ileri sürülen bir çok düşünce var. Ama ne olursa olsun, Covid-19 virüsü dünyanın dengesini bozdu ve bozmaya devam etmekte.

    Bu virüs Çin’de ilk ortaya çıktığında Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri adeta dışarıdan seyirci konumundaydı. Çin’in ekonomik ve mali gücünün kırılması karşısında tüm Batı, kazançlarını hesaplar bir davranış içine girdi. Batı’nın yazılı ve görsel basını Wuhan kentinde olup bitenleri alabildiğine abarttı. Hatta ahlak kurallarını ayaklar altına alan yayımlar yaptı, ta ki virüs kapılarına gelinceye dek.

    Bu virüsün Avrupa ve ABD başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yaygınlaşması, yeni dünya düzeninde yeni dengeleri ortaya çıkaracağını söyleyebiliriz. ABD’ye karşı her alanda alternatif olma yolunda ilerleyen Çin’in, bu salgınla birlikte teknoloji üreten ülke yolunda almış olduğu mesafe tümüyle engellenememiş olsa da,  önemli oranda kesintiye uğratıldı. Yani Çin, belli bir süre daha ABD teknolojisine tedarikçi olarak hizmet vermek zorunda kalacak. Geçmişte olduğu gibi Batı ülkelerinde şirketler satın almaya, ABD’de hazine bonolarına yatırım yapmaya muhtaç olacak. Geliştirdiği veya geliştireceği teknoloji ile, kısa ve orta vadeli sürede, ABD ile yarışır konuma gelmesi oldukça zor gözükmektedir.

    Avrupa Birliği’nin geleceği bu salgın hastalıkla birlikte daha bir tartışılır hale gelmiştir. Zaten Fransa’nın Emmanuel Macron’la birlikte büyük oranda dünya siyaset arenasında rol oynaması engellenmişti. Daha çokta sarı yeleklilerin eylemlerinin başlamasıyla ne Ortadoğu’da, ne de diğer bölgelerde oyun kurucu konumdan uzaklaşmış durumda. İtalya epeyce uzun bir süreden bu yana saf dışı olmuş durumdaydı. Virüs salgınıyla birlikte uğradığı ekonomik ve mali sıkıntıyı uzun yıllar atlatamayacaktır; zaten birkaç yıldan bu yana içine düştüğü ekonomik krizle boğuşuyordu. Salgın hastalığın Almanya’yı ne kadar sarsacağı henüz bilinmiyor ama Fransa ve İtalya kadar sancılı geçirmeyeceği tahmin edilmekte. En azından ciddi siyasal ve ekonomik istikrarsızlık koşullarında koronavirusüyle mücadele etmekle karşı karşıya kalma durumu yok. Bu nedenle salgın hastalığın yol açacağı tahribatları sınırlamada daha az zorlanacaktır. Zaten Avrupa Birliği’nde bazı, örneğin Yunanistan, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin ekonomik sorunlarıyla başetmeyi Almanya yüklenmiş durumdaydı. Bu noktada Almanya’nın, Avrupa Birliği’nde yüklendiği sorumluluğu ne kadar daha sürdürebileceği tartışmalıdır. Avrupa Birliği’nin diğer üye ülkelerinin dünya siyasetinde rol oynama imkânları zaten yok.

    Korona salgınıyla birlikte Avrupa Birliği’nin, dünya siyasetinde oyun kurucu olmaktan hemen hemen çıkartılmış olduğunu söylemek abartı olmaz. Enerji kaynaklarını ve nakil yollarını kontrol etmede, güvenliğini sağlamada tümüyle dıştalanmış durumda. Sonuçta Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya Federasyonu eskiden olduğu gibi konumlarını devam ettirecekler. Ne düşen petrol fiyatlarının Rusya Federasyonu’nun, ne de resesyon ihtimalinin ABD’nin konumunda bir değişikliğe yol açması pek mümkün gözükmemektedir.

    Bir başka noktaya daha değinmekte yarar var; devletler düzeyinde alınan bunca tedbirlerin salt seksen ve üstü yaş gurubunun korunması uğruna alındığına inanmak çok zor. Ortada 1918’in grip pandemisi olmadığı gibi, günümüzün ekonomik ve siyasal koşulları, yani uluslararası dengeler de çok farklıdır. Şu anda adeta savaş koşulları yaşatılmakta. Geleceğe yönelik keskin bir mevzilenme içine girildiğini söyleyebiliriz. Küreselleşme yeni bir düzlemde, geçmişe oranla epeyce farklı biçimlerde devam edecektir.

18.03.2020

BAKİ KARER

    PKK TERÖRÜNÜN GELDİĞİ NOKTA     Epeyce bir süreden bu yana Pkk/Dem’de neler oluyor diye tartışmalar yürütülüyor. Tartışmalarda, son...