10 Temmuz 2025 Perşembe

ANLAMAK ZOR

 ANLAMAK ZOR

Birkaç hafta önce, yüzer-gezer yatın adamı, eline sıkıştırılmış bir makale yayınladı. Makalede yıllar önceden değindiği konuları yine tekrarlayıp durmuş; Bahsedilen makalede geçmiş ve bu günkü Kürt liderleri için söylediklerini bu kez farklı bir tanımlamayla dile getirmiş. Kürt liderlerine ‘Judenrat’ demiş. Öcalan’ın kişiliği düşünüldüğünde söylediklerinin şaşılacak bir yanı yok. Ama bazı kişi ve çevrelerin gösterdiği tutum oldukça şaşırtıcı. Bunlar, Kürt halkı ve liderleri için söyledikleri sanki yeniymiş gibi, ilk defa duymuşcasına tepki vererek oluşturulan atmosferin bulutu olmaya yöneldiler. Çoğu, Öcalan’ı yeni tanımışcasına konumunu ve bağlı olduğu çevreleri yeni keşfetmişcesine hareket etmeyi ve eleştirilerde bulunmayı tercih etti her nedense. Hatta kimileri kendini öylesine önplana çıkardı ki, tuhaf bir biçimde Öcalan’dan bir çimdik özeleştiri almaya bile rıza gösterdi. Öyle ki, PKK’nın belirlediği gündemin arkasından sürüklenme adeta geçer akçe haline getirildi. Hele hele ada mukiminin kulağına fısıldanan her sözü tartışarak, üzerinde durulması gereken zemini adeta unutma, kabul edilecek bir şey değil. Bilinenleri yeniden keşfetme çabası, enerjiyi boşa harcamak olur. Bu tavrın sürdürülmesi, boşa zaman harcama, yorgunluk ve özellikle de düşünsel planda üretimsiz hale gelme anlamını taşır.
George Orwell, Booster isimli bir gazeteyi, ‘politik-olmayan, etik-olmayan, edebi-olmayan, öğretici-olmayan, ilerici-olmayan, tutarlı-olmayan, çağdaş-olmayan’ biçimde tanımlar. PKK ve Dem’in kullandığı tüm propanda ve ajitasyon araçları için yukarıdaki tanımlamanın tam uygun olduğunu söyleyebiliriz. Şiddeti; cinayetleri, işkenceleri, kan ve göz yaşını olağan gösteren, küfür ve hakaretin her türlüsünü sıradanlaştıran propaganda aparatlarını sürekli hareket halinde tutan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bütün bunlara rağmen, hâlâ PKK/DEM’in şu veya bu sorumlusuna mektuplar yazarak, koltuk dağneği olmaktan medet umanların canhıraş çırpınışlarına şahit oluyoruz.
Elbette herkes düşünce ve davranışlarında özgürdür; hiç kimseye düşünce ve davranış kalıpları sunulamaz. Ama sorun bu değil. Sorun, yüz bini aşkın insanın katilinden halen kurtarıcı rolü beklentisi içinde olmaları. Anlamak gerçekten zor.
Şu günlerde ‘silah bırakma’, ‘teröre son verme’ çabalarının mimarlığına soyunmaya kalkışan PKK ve Dem artıkları, kendi kendilerine övgüler yağdırıyorlar. Dilin kemiği yok nasılsa, at atabildiğin kadar! Önümüzdeki süreci zehirleyecek çok çirkef bir hareket tarzıdır bu. Onlarca yıldan bu yana silah kullanmaya karşı çıkan, işlenen cinayetlere ve taş altı etmelere karşı duran PKK/DEM dışı güçler değil miydi? Silah ve şiddettin dışındaki tüm çıkış yollarını kapatanlar şimdilerde ‘barış güvercini’ kesilmişler. Öyle ki yaptıkları her türlü çirkeflikleri neredeyse lirikleştirerek, hatta bir takım imgeler bile kullanarak toplum nezdinde kendilerine bir masumiyet karinesi çıkarmak istiyorlar. Bu konuda öylesine ileri gidiyorlar ki, metaforlar kullanarak dokunulmaz duvarlar, bir anlamda tabular yaratmaya yönelmekteler. Bunlar, kabul edilemez.
Pkk’nın kendini feshedip başka biçimlerde, yani farklı oluşumlar altında halkın içine karışması, elbette dikkate alınmalı. Sadece dikkate almakla kalınmayıp geçmişte halka yönelik cinayet ve katliamları her yönüyle işlenmeli. Hatta Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin egemenlik alanında işlediği suçların nedenleri üzerinde özellikle durulmalı. Kürt liderlerine ve halka yönelik küfür ve hakaretler hemen her alanda teşhir edilmeli. Ama sadece terör artıklarının kötülüklerini dile getirmekle yetinmenin, giderek gölgede kalma tehlikesini ortaya çıkartacağını da bilmek gerekir.
Küreselleşme yeni biçimler alıyor; dünya değişiyor, Orta Doğu değişiyor ve tüm bunlara bağlı olarak toplumsal yapıda ciddi değişimler ortaya çıkıyor.Bu kısa vadeli süreçte ve gelecekte PKK/DEM dışı muhalefet güçleri, terör artıklarıyla mücadelelerinde daha açık, net olmalı; topluma yol göstericilikte düşünce üreten bir noktaya gelmelidir.
10.07.2025
Baki Karer

ANLAMAK ZOR

  ANLAMAK ZOR Birkaç hafta önce, yüzer-gezer yatın adamı, eline sıkıştırılmış bir makale yayınladı. Makalede yıllar önceden değindiği ko...