4 Aralık 2019 Çarşamba

YENİ TUZAKLAR


 

YENİ TUZAKLAR

    28/11/2019 da Fuat Kav ismiyle anılan biri, Haki Karer üzerine bir makale yazmış. Bayram değil seyran değil, durup dururken birden Haki’nin hatırlanması, göndemleştirilmeye çalışılması, karanlık dehlizlerde bir şeylerin planlandığını açığa vurmakta. Makalenin niye, hangi amaçlar için yazıldığını PKK/HDP’nin içinde bulunduğu bugünkü koşullarla bağlantılı olduğunu hemen herkes anlar.

    Haşdi Şabi, İşid ve Boko Haram’cılarla el ele vermiş PKK ve yan kuruluşlarının, dünya ve Ortadoğu devrimleri savsatalarına temel kazandırma çabalarına yeni bir ivme kazandırma girişimleri gözden kaçmıyor. Sürekli mezarlıklar arasında dolaşma görevini yüklenmiş olan Fuat Kav denilen unsur, Haki karer ve diğer, özellikle Diyarbakır cezaevinde ölüm oruçlarıyla yok olmuş kişileri yeniden gündemleştirerek beyinleri bulanıklaştırma çabalarına ısrarla devam etmekte. Mezar taşlarını teker teker ve tekrar tekrar ziyaret ederek tamamen yalan dolanla kaleme aldığı yaşam hikayelerinden medet ummakta. Tutundukları karanlık güçlerin kendilerini yavaş yavaş olsa da terk etmeye başladığının farkındalar; bu nedenle şaşkınlık içindeler, sınırlandırılmalarını hazmedemiyorlar.

    Haki’nin bu dönemde gündemleştirme çabalarında Fuat Kav denilen zikircinin seçilmesi de hiç te tesadüf değil. Bu kişinin pervasızlığı çok iyi bilinmekte, zaten pervasızlığından dolayı zaman zaman kullanılmak için bir köşeye atıldığının farkında. Kullanılma anı geldiğinde var gücüyle ortaya atılmakta, harakiri numaralarıyla elinde tuttuğuna inandığı şahadet şurubunu her tarafa serpiştirerek amentüler eşliğinde gördüğü her heykelin önünde eğilmekte; yürürken ayağına takılan tüm taşları Öcalan ve hizmet etmekle yükümlü olduklarının heykeli olarak görmekte. Çokta numaracı; herkese şahadet şurubunu içirmeye çalışmakta, ama bir türlü kendisi şahadet şurubu içmeye yanaşmamakta. Ne Diyarbakır’da, ne de Avrupa’da bıçağı karnına saplama beceri ve cesareti göstermeyerek canının ne kadar kıymetli olduğunu artık herkese gösterdi. Kürdistan’a giderek ön saflarda çarpışıp şahadet şerbeti içmekten niçin kaçındığına bir türlü açıklık getirememekte. Özellikle de ‘Ortadoğu devrimi’ için Rojava’ya gidip mevziden mevziye koşması gerekirken, Almanya’da bacak bacak üstüne atarak ölümler üzerine güzellemeler karalayabilmekte. Ama 14-15 yaşlarındaki çocukların ölmeleri için bin bir cambazlıkta bulunmaktan imtina etmemekte. Ölümleri doğallaştırmak, ölümlere övgüler dizmek tam anlamıyla sadistliktir. Hele hele ergenlik çağında bile olmayan çocukları ölüme gönderme ve bunlardan kahramanlar yaratmaya çalışma, insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçtur. İşte kav ve mensubu olduğu PKK/HDP güruhu, böylesi suçları işlemekten övünç duymakta.

    Kav, süngerimsiliğinden veya sürüngen hale getirilişinden olacak her halde, makalesinde sıkça Duran Kalkan’a yer vermekte. Niçin sıkça Kalkan’a başvurmak zorunda kaldığını elbette hemen herkes biliyor. Son seçimlerden önce Diyarbakır’da yapılan ittifak görüşmeleri Duran Kalkan önderliğinde hayata geçirilmişti. Görüşmeler ve sözümona ilkeler Kalkan’ın görevlendirdiği ekiplerce yürütülmüştü ve belirlenmişti. Kürt kamuoyu beklenmedik bir zamanda uyduruk gerekçelerle manipüle edilmişti. Bugünlerde de aynı ekip Kürdistan Bölgesel  Yönetimine karşı büyük bir tuzak örme gayreti içinde; bu tuzak ‘ulusal kongre’ tuzağıdır. Karanlık dehlizlerde çok ciddi plan ve projeler geliştirilmekte. Bir Türk örgütünün kendisini bir Kürt örgütü yerine koyarak, Kürtler için ulusal kongre düzenlenmesi yönünde özel çaba yürütmesinin nedeni üzerine herkes düşünmeli. Daha ilk ayette çakılıp kalmış Hıra müridinin, önümüzdeki süreçte geliştirilecek provakasyonların üstünü örtülemek için mezar taşları arasında volta atmaya başlamasını doğru anlamak gerekir.  Mezar taşları tek tek ziyaret edilerek şehit edebiyatının yeniden gündemleştirilmesi ve ulusal kongre çığırtıları da dahil daha bir dizi gelişmelerin dikkate alınmasında yara vardır.

4.12.2019

BAKİ KARER