YENİ TUZAKLAR
28/11/2019
da Fuat Kav ismiyle anılan biri, Haki Karer üzerine bir makale yazmış. Bayram
değil seyran değil, durup dururken birden Haki’nin hatırlanması,
göndemleştirilmeye çalışılması, karanlık dehlizlerde bir şeylerin planlandığını
açığa vurmakta. Makalenin niye, hangi amaçlar için yazıldığını PKK/HDP’nin
içinde bulunduğu bugünkü koşullarla bağlantılı olduğunu hemen herkes anlar.
Haşdi
Şabi, İşid ve Boko Haram’cılarla el ele vermiş PKK ve yan kuruluşlarının, dünya
ve Ortadoğu devrimleri savsatalarına temel kazandırma çabalarına yeni bir ivme
kazandırma girişimleri gözden kaçmıyor. Sürekli mezarlıklar arasında dolaşma
görevini yüklenmiş olan Fuat Kav denilen unsur, Haki karer ve diğer, özellikle
Diyarbakır cezaevinde ölüm oruçlarıyla yok olmuş kişileri yeniden gündemleştirerek
beyinleri bulanıklaştırma çabalarına ısrarla devam etmekte. Mezar taşlarını teker
teker ve tekrar tekrar ziyaret ederek tamamen yalan dolanla kaleme aldığı yaşam
hikayelerinden medet ummakta. Tutundukları karanlık güçlerin kendilerini yavaş
yavaş olsa da terk etmeye başladığının farkındalar; bu nedenle şaşkınlık
içindeler, sınırlandırılmalarını hazmedemiyorlar.
Haki’nin
bu dönemde gündemleştirme çabalarında Fuat Kav denilen zikircinin seçilmesi de
hiç te tesadüf değil. Bu kişinin pervasızlığı çok iyi bilinmekte, zaten
pervasızlığından dolayı zaman zaman kullanılmak için bir köşeye atıldığının
farkında. Kullanılma anı geldiğinde var gücüyle ortaya atılmakta, harakiri
numaralarıyla elinde tuttuğuna inandığı şahadet şurubunu her tarafa
serpiştirerek amentüler eşliğinde gördüğü her heykelin önünde eğilmekte;
yürürken ayağına takılan tüm taşları Öcalan ve hizmet etmekle yükümlü
olduklarının heykeli olarak görmekte. Çokta numaracı; herkese şahadet şurubunu
içirmeye çalışmakta, ama bir türlü kendisi şahadet şurubu içmeye yanaşmamakta. Ne
Diyarbakır’da, ne de Avrupa’da bıçağı karnına saplama beceri ve cesareti
göstermeyerek canının ne kadar kıymetli olduğunu artık herkese gösterdi. Kürdistan’a
giderek ön saflarda çarpışıp şahadet şerbeti içmekten niçin kaçındığına bir
türlü açıklık getirememekte. Özellikle de ‘Ortadoğu devrimi’ için Rojava’ya
gidip mevziden mevziye koşması gerekirken, Almanya’da bacak bacak üstüne atarak
ölümler üzerine güzellemeler karalayabilmekte. Ama 14-15 yaşlarındaki
çocukların ölmeleri için bin bir cambazlıkta bulunmaktan imtina etmemekte. Ölümleri
doğallaştırmak, ölümlere övgüler dizmek tam anlamıyla sadistliktir. Hele hele
ergenlik çağında bile olmayan çocukları ölüme gönderme ve bunlardan kahramanlar
yaratmaya çalışma, insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçtur. İşte kav ve
mensubu olduğu PKK/HDP güruhu, böylesi suçları işlemekten övünç duymakta.
Kav, süngerimsiliğinden veya sürüngen hale getirilişinden olacak her
halde, makalesinde sıkça Duran Kalkan’a yer vermekte. Niçin sıkça Kalkan’a
başvurmak zorunda kaldığını elbette hemen herkes biliyor. Son seçimlerden önce
Diyarbakır’da yapılan ittifak görüşmeleri Duran Kalkan önderliğinde hayata
geçirilmişti. Görüşmeler ve sözümona ilkeler Kalkan’ın görevlendirdiği ekiplerce
yürütülmüştü ve belirlenmişti. Kürt kamuoyu beklenmedik bir zamanda uyduruk
gerekçelerle manipüle edilmişti. Bugünlerde de aynı ekip Kürdistan
Bölgesel Yönetimine karşı büyük bir
tuzak örme gayreti içinde; bu tuzak ‘ulusal kongre’ tuzağıdır. Karanlık
dehlizlerde çok ciddi plan ve projeler geliştirilmekte. Bir Türk örgütünün
kendisini bir Kürt örgütü yerine koyarak, Kürtler için ulusal kongre
düzenlenmesi yönünde özel çaba yürütmesinin nedeni üzerine herkes düşünmeli. Daha ilk
ayette çakılıp kalmış Hıra müridinin, önümüzdeki süreçte geliştirilecek
provakasyonların üstünü örtülemek için mezar taşları arasında volta atmaya
başlamasını doğru anlamak gerekir. Mezar taşları tek tek ziyaret edilerek şehit
edebiyatının yeniden gündemleştirilmesi ve ulusal kongre çığırtıları da dahil daha
bir dizi gelişmelerin dikkate alınmasında yara vardır.
4.12.2019
BAKİ KARER